• Hakkımızda
  • Gizlilik Politikası
  • Reklam ver
  • İletişim
Güncel Haberler, Son Dakika ve Günün Haberleri - Gazetelink
Reklamcılık
  • Ana Sayfa
  • Gündem
    • Tüm
    • Dünya
    • Siyaset

    Fatih Altaylı, Turkcell’deki yönetim savaşını yorumladı: Aile içi meseleydi ve Berat Albayrak kaybetti

    AKP’li Kurtulmuş’tan Çelebi’ye TBMM kartı için sitem: Ben çocuklarıma bile…

    Dilan Polat’tan iddialara yanıt: “Vatan, millet, Sakarya”

    • Son Dakika
    • Siyaset
    • Dünya
  • Ekonomi
  • Gazete Manşetleri
  • Yazarlar
  • Kültür & Sanat
    • Tüm
    • Edebiyat
    • Müzik

    5 yılda yapılan Ayasofya, 50 yılda restore edilecek

    Vega, dört senelik uzun bir aranın ardından yeniden sahnede

    Diljen Ronî, 5 Ağustos’ta İstanbul Kadıköy’de müzikseverlerle buluşacak

    Ankara’da “Elif-Deniz” imza günü

    • Edebiyat
    • Müzik
  • Magazin & Moda
  • Yaşam & Sağlık

    Güneş ışınlarının cilt üzerindeki etkileri

    Onun da fazlası zararlı: Güneş’in cildimiz üzerindeki etkileri

    TTB’den aşılama hususunda güven kaybettiren doktor Zafer Kurugöl’e kınama!

    TTB’den aşılama hususunda güven kaybettiren doktor Zafer Kurugöl’e kınama!

    Barış Pehlivan: Kuran kursu hocası önce istismar etti, sonra Diriliş Ertuğrul izletti

    • Doğa
    • Spor
  • Bilim & Teknoloji
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Gündem
    • Tüm
    • Dünya
    • Siyaset

    Fatih Altaylı, Turkcell’deki yönetim savaşını yorumladı: Aile içi meseleydi ve Berat Albayrak kaybetti

    AKP’li Kurtulmuş’tan Çelebi’ye TBMM kartı için sitem: Ben çocuklarıma bile…

    Dilan Polat’tan iddialara yanıt: “Vatan, millet, Sakarya”

    • Son Dakika
    • Siyaset
    • Dünya
  • Ekonomi
  • Gazete Manşetleri
  • Yazarlar
  • Kültür & Sanat
    • Tüm
    • Edebiyat
    • Müzik

    5 yılda yapılan Ayasofya, 50 yılda restore edilecek

    Vega, dört senelik uzun bir aranın ardından yeniden sahnede

    Diljen Ronî, 5 Ağustos’ta İstanbul Kadıköy’de müzikseverlerle buluşacak

    Ankara’da “Elif-Deniz” imza günü

    • Edebiyat
    • Müzik
  • Magazin & Moda
  • Yaşam & Sağlık

    Güneş ışınlarının cilt üzerindeki etkileri

    Onun da fazlası zararlı: Güneş’in cildimiz üzerindeki etkileri

    TTB’den aşılama hususunda güven kaybettiren doktor Zafer Kurugöl’e kınama!

    TTB’den aşılama hususunda güven kaybettiren doktor Zafer Kurugöl’e kınama!

    Barış Pehlivan: Kuran kursu hocası önce istismar etti, sonra Diriliş Ertuğrul izletti

    • Doğa
    • Spor
  • Bilim & Teknoloji
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Güncel Haberler, Son Dakika ve Günün Haberleri - Gazetelink
Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Ana Sayfa Gündem

Veli BEYSÜLEN: İnsanlar ülkeyi ‘süfli’ yaşam için mi terk ediyor

Veli BEYSÜLEN ➤ Veli BEYSÜLEN
Ağustos 11, 2023
İçinde Gündem, Siyaset, Yazarlar
0 0
0
0
Paylaşımlar
1
Görüntüleme
Facebook'ta PaylaşShare on Twitter

İNSANLAR ÜLKEYİ “SÜFLİ” YAŞAM İÇİN Mİ TERK EDİYOR?  

Veli BEYSÜLEN yazdı:

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Eylül 2022 tarihinde Ankara’nın ikinci şehir hastanesi, Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışında yaptığı konuşmada yurtdışına çıkanlar hakkında, “Sırf daha iyi arabaya binmek, sırf daha yeni telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle ellerin yani başka ülkelerin, başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyorum” diye konuştu.
 
Peki, Arapça kelimeler kullanmaktan hoşlanan ve konuşmalarında sık sık bu tür kelimeler kullanan partili Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi terk ederek başka ülkelere yerleşenler için kullandığı Arapça kökenli “Süfli” kelimesi ne anlama geliyor?
 
Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre “süfli”, “Aşağı, aşağılık, bayağı, adi” anlamlarına geliyor. Kelimenin diğer bir anlamı ise “Kılıksız, pis kılıklı, hırpani.” Elbette Cumhurbaşkanı’nın kastettiği, kelimenin birinci anlamıdır.
 
O zaman soru şu: İnsanlar gerçekten Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi, “Süfli” bir yaşam arayışında oldukları için mi yurtdışına çıkıyorlar? Bu soruya doğru cevap verebilmek için önce ülkenin bir panoramasına bakmak gerekiyor. Zira partili Cumhurbaşkanı’nın söyleminden, bu ülkenin güllük gülistanlık olduğu, ancak insanların “Süfli” yani “Aşağı, aşağılık, bayağı, adi” bir hayat için yurt ñdışına çıktıkları sonucu çıkıyor. Peki, gerçekten bu ülke, her şeyin güllük gülistanlık olduğu, yaşanacak bir ülke olmasına rağmen mi insanlar dışarı çıkıyorlar? Elbette değil! Bunun böyle olmadığını bu ülkede yaşayan ve azıcık düşünebilen herkes söyleyebilir.
 
Öncelikle ülke demokratik bir ülke değil. bu nedenle, insanlar, insan olmaktan dolayı sahip oldukları en temel haklarını kullanamıyorlar. Çünkü 20 yıllık AKP iktidarında, eskiden uygulanmakta olan defolu demokrasiyi bile kaybettiler. Ülke AKP-MHP ortaklığı ile dünyada eşi benzeri bulunmayan tek adam yönetimine savruldu. Dolayısıyla, devletin kurumsal aklı yok oldu ve artık her şeye tek kişi karar veriyor. Bu nedenle ülke çok ciddi bir yönetilememe krizi yaşıyor. Kuşkusuz bunun temel nedeni, parlamento ile yargının yürütmeyi denetleyememeleri. Zira denetlenmeyen tak adam yönetiminin karar ve uygulamaları, ekonomiden siyasete, hukuktan temel hak ve özgürlüklere, hayatın her alanında krizler yaşanmasına yol açıyor. Ülkenin yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle özellikle gençler arasında işsizlik tarihinin zirvesinde. Bir başka deyişle, başta gençler olmak üzere bu ülke yurttaşları gelecek endişesi yaşıyorlar. Ancak 20 yıldır yöneten ve tüm bunlardan birinci derecede sorumlu olan partili Cumhurbaşkanı, daha iyi bir yaşam arayışı ile yurtdışına çıkanları, aşağılık ve bayağı bir hayatı tercih etmekle itham ediyor.
 
Bunun adına halktan kopmak, onun sorunlarından bihaber olmak denir!
Bunun en bariz örneği ise söyledikleri ve yaptıkları ile insanları eğlendiren siyasetçi tipinin günümüzdeki örneği Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin halkın anlamadığı konuşmalarıdır. Bakan olduğundan bu yana, “Gözlerime bakın ekonomiyi görün. Gözlerinizi kapatın 6 ay sonra açtığınızda Türkiye uçmuş olacak. Bizim sistemimizde emekçi kesimler hariç herkes kazanıyor. Enflasyon bu ay düşecek, olmadı Aralık’tan sonra nasıl düştüğünü göreceksiniz” demek suretiyle, hayal tacirliği ile konunun uzmanı ekonomistleri hayretler içinde bırakan bakan beyin, son konuşmalarından birinde söylediği, “Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır” sözünün anlamını bu ülkede bilecek kişi sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. Bakanın bu açıklamasında kullandığı kelimelerin anlamını bilerek mi, yoksa bilmeden mi kullandığı sorusu sosyal medyada bir hayli alay konusu oldu.

Reklamcılık

Bakanın söyledikleri, 20 yıldır ülkede tek yetkili olan ve izlediği politikalar ülkeyi duvara toslatmış olan, Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri ile bir araya getirildiğinde insanların yurt dışına çıkışlarını, “aşağılık” bir hayat yaşama arzusuna bağlamasına şaşmamak gerekir diye düşünüyorum.
Öte yandan Anayasa, kanunlar ve anayasaya uygun kabul edilmiş, insan hakları sözleşmelerinin insanlara tanıdığı temel hakların kullanılması mülki amirlerce yasaklanıyor. Tüm anayasa, kanun ve uluslararası sözleşme tanımamazlıkların yanı sıra, istihdam yaratmayıp işsizlik üreten, istihdamda olanların kölelik şartlarında çalıştırıldığı bir ülke yurttaşlarının, kendilerine daha bir yaşam olanağı sağlanabileceğine inandıkları ülkelere gitmelerinden daha doğal ne olabilir?
 
Bu noktada, insanları aşağılık bir yaşam arayışında olmakla ve bunun için yurtdışına çıkmakla yaftalayan Cumhurbaşkanı’na birkaç soru sormak istiyorum:
 
• 2002 yılında iktidar olduğunuzdan bu yana 20 yıl geçti. 20 yıllık devri iktidarınızda yönettiğiniz devlet adına, üretim yaparak istihdam sağlayacak kaç üretim tesisi açtınız ve ne kadar istihdam sağladınız?
 
• Soruyu bir de tersten sorayım; sizden önce devletin elinde olup, memur ve işçi çalıştırarak istihdama katkı vermenin yanı sıra, ürettikleri mal ve hizmetleri halka düşük bedelle sunan, kaç tane ürün işleme tesisi ile fabrikayı özelleştirme adı altında sermayeye sattınız veya kapattınız?
 
• 1971 yılında çıkarılan ve çalışma hayatının kurallarını belirlerken, işçileri koruyacak şekilde iş güvencesi, günlük, haftalık, aylık hatta yıllık çalışma sürelerini belirleyen, iş güvenliği ile sağlıklı ortamda çalışılmasını esas alan 1475 sayılı iş yasasını neden yürürlükten kaldırıp yerine 4857 sayılı yasayı getirdiniz?
 
• 4857 sayılı iş yasası ile esnek çalışma biçimleri olan, günlük 7,5 saatin üzerinde çalışmaya izin vererek insanların 11 saat hatta daha fazla çalışmalarına neden imkân tanıdınız? Bundaki amacınız, işçileri düşük ücretlerle fazla çalışmaya mahkum ederken, işverenlere daha az işçiyle daha çok iş yapma imkanı tanımak mıydı? Peki bu düzenlemeniz işsizliğin artmasına yol açmadı mı?
 
· Esnek çalışma biçimleri, uzaktan çalışma, evden çalışma, parça başı çalışma, telafi çalışması, sözleşmeli çalışma, işin bir kısmını alt işverene (taşeron) verme gibi uygulamalarla ülkeyi ucuz işgücü cenneti haline getirdiğinizi düşünüyor musunuz?

Kamu kurumları ile belediyelere dayattığınız “Norm” kadro uygulaması ile bu kurumların, taşerona iş vermeye mecbur kalmalarına, son olarak da çalışanları kadrolu çalıştırmasınlar diye belediye şirketlerinde, düşük ücretle, güvencesiz çalıştırmalarına yol açmadınız mı? 
 
• Kiralık işçi büroları ile insanları alınır satılır meta haline getirmediniz mi?
 
• İşverenlerin baskısıyla, işçilerin son iş güvencesi kıdem tazminatını kaldırmak için defalarca girişimde bulunmadınız mı?
 
• Bazıları sadece eğitimi dinselleştirdiğiniz üzerinden eleştiri yöneltse de eğitimi özelleştirmek suretiyle, parası olmayan yoksul çocuklarını meslek eğitimine yönlendiriyoruz demeniz, lise çağındaki çocukların sanayide ucuz işgücü olarak kullanılmalarını sağlamak değil midir?
 
• İşçinin işsiz kalması durumunda kendisine ödensin diye işçiden kesilen paranın biriktirildiği “İşsizlik Sigorta Fonundaki” parayı işçiye vermek yerine işverenlere ucuz kredi olarak aktaran siz değil misiniz?
 
• Konunun uzmanı, sosyal politikacı bilim insanlarının, hekimlerin meslek örgütünün, sendikaların ve muhalefetin tüm uyarıları ile karşı çıkışlarına rağmen, 1475 sayılı İş Kanunu’na dayanılarak 11 Ocak 1974 tarihinde yürürlüğe giren ve içerdiği düzenlemelerle dünyanın birçok ülkesinin örnek aldığı “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü”nü yürürlükten kaldırıp, yerine 6331 sayılı, önceliği işyeri olan “İş Sağlığı ve Güvenliği” kanununu çıkaran ve devletin denetleme yetkisini özele devrederek işçi ve iş güvenliği tedbirlerini maliyet unsuru olarak gören işverenlere, tedbirleri almama rahatlığı sağladığınız için, iş cinayetleri insanları hayattan koparmaya devam etmiyor mu?
 
• Hani zaman zaman ne işi var Suriye’de dediğiniz emperyalist ABD ile müttefiklerinin, sizin eş başkanıyım dediğiniz Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde, Güney komşumuz Suriye’de başlattıkları iç savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeli, İçişleri Bakanınızın da itiraf ettiği gibi, işverenler tarafından kayıt dışı ucuz işgücü olarak kullanılmıyor mu? Bunu kullanmak isteyen bazı çevrelerinde kışkırtmaları sonucu, işsiz kalan Türkiyeli emekçiler ile Suriyeli emekçiler karşı karşıya gelmiyorlar mı?
 
• Sahi “Çözüm Masasını” devirmeniz üzerine yeniden başlayan çatışma ortamından kaygı duyan ve bu ülkenin gencecik insanları ölmesin diye bilim insanı sorumluluğu ile “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan kaç akademisyeni akademiden ihraç edip açlığa mahkum ettiniz.
 
• Peki yıllarca kol kola yürüdüğünüz ve kendisi için methiyeler düzdüğünüz cemaatin, 15 Temmuz 2016 tarihinde kalkıştığı darbe girişiminde günahı olmayan, sadece açılışını yaptığınız okuluna çocuğunu yazan veya yine açılışını yaptığınız bankasına para yatıran hatta bunları bile yapmamış olup, yıllarca cemaatlere karşı mücadele etmiş kaç bin insanı kamu görevinden ihraç edip aileleri ile birlikte açlığa terk ettiniz.
 
Elbette bu listeyi uzatmak mümkün. Söz gelimi, muhalefet eden herkesin terörist ilan edilerek hedef haline getirilmesi, toplantı ve gösteri hakkının kullanılamaması, basın açıklamasının bile yapılamaması, sokağa çıkan işçinin, kamu çalışanının, işsizin, öğrencinin polis şiddetine maruz kalması, insanların onlarca polis tarafından yere yatırılması ve ters kelepçe takılarak gözaltına alınması, basının halkı doğru bilgilendirme hakkını kullanamaması, hepsi bir araya getirildiğinde insanların ülkeyi “Süfli” yaşam tarzı için terk etmedikleri gayet açıktır. Kısacası bu ülkenin, hayattan beklentileri olan genç yurttaşları başta olmak üzere, ülkeyi terk etmek zorunda kalan yurttaşları, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı’nın söylediği gibi “Süfli” yani aşağılık bir yaşam tarzı için değil, kendisinin 20 yıldır yönettiği ülkede geleceklerini göremedikleri için içleri yanarak ülkeyi terk ediyorlar.

Veli BEYSÜLEN

Veli BEYSÜLEN

  • Popüler
  • Yorumlar
  • En son

Aleyna Çakır, Ümitcan Uygun, Sinan Ateş… İntiharların, cinayetlerin göbeğinde bir isim: Kim bu Ayhan Bora Kaplan?

Eylül 9, 2023

Suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan yakalandı

Eylül 8, 2023

Yeşim Salkım’dan Ebrar’ı hedef alan Buket Aydın’a: Herkes kendi yatak odasından sorumlu bilmem anlatabildim mi?

Eylül 4, 2023
Menzil Tarikatı… Mal varlıkları, siyasilerle ilişkileri, örgütlenmeleri…

Menzil Tarikatı… Mal varlıkları, siyasilerle ilişkileri, örgütlenmeleri…

Temmuz 23, 2023

“Sosyalizm ve İslam” tartışmalarında önemli bir kaynak: Bolşevik Devrimi ve Din / Sibel ÖZBUDUN

11

Alevilerden İmamoğlu’na: Aleviler kendilerine gösterilen iyi niyeti de, art niyeti de görebilecek bilinçte bir toplumdur

10

Post Korona tartışmaları ve Agamben’in virüsten tehlikeli saplantıları…/ Mahmut ÜSTÜN

10

Ünal’ı zorlayan soru: Cinsel kimliğini saklamayan ünlü isimler Külliye’de ağırlandığında bir şey olmuyor da, Netflix’te olunca mı sorun yaratıyor?

10

Fatih Altaylı, Turkcell’deki yönetim savaşını yorumladı: Aile içi meseleydi ve Berat Albayrak kaybetti

Eylül 26, 2023

AKP’li Kurtulmuş’tan Çelebi’ye TBMM kartı için sitem: Ben çocuklarıma bile…

Eylül 26, 2023

Dilan Polat’tan iddialara yanıt: “Vatan, millet, Sakarya”

Eylül 26, 2023

FETÖ borsası ve cinayet…: Savcı Okan Bato’ya uzanan suçlar!

Eylül 26, 2023

Son Haberler

Fatih Altaylı, Turkcell’deki yönetim savaşını yorumladı: Aile içi meseleydi ve Berat Albayrak kaybetti

Eylül 26, 2023

AKP’li Kurtulmuş’tan Çelebi’ye TBMM kartı için sitem: Ben çocuklarıma bile…

Eylül 26, 2023

Dilan Polat’tan iddialara yanıt: “Vatan, millet, Sakarya”

Eylül 26, 2023

FETÖ borsası ve cinayet…: Savcı Okan Bato’ya uzanan suçlar!

Eylül 26, 2023

Bizi takip edin

Kategoriler

  • 3.Sayfa
  • Bilim & Teknoloji
  • Diğer
  • Doğa
  • Dünya
  • Edebiyat
  • Ekonomi
  • Erkek
  • Galeri
  • Gündem
  • Haber Manşet
  • Kadın
  • Kültür & Sanat
  • LGBTİ
  • Magazin & Moda
  • Müzik
  • Öne Çıkanlar
  • Röportaj
  • Siyaset
  • Spor
  • Video
  • Yaşam & Sağlık
  • Yazarlar

Son Haberler

Fatih Altaylı, Turkcell’deki yönetim savaşını yorumladı: Aile içi meseleydi ve Berat Albayrak kaybetti

Eylül 26, 2023

AKP’li Kurtulmuş’tan Çelebi’ye TBMM kartı için sitem: Ben çocuklarıma bile…

Eylül 26, 2023
  • Hakkımızda
  • Gizlilik Politikası
  • Reklam ver
  • İletişim

Gazetelink Medya © 2023 - Tüm Hakları Saklıdır. Web Design by Web Tasarım | Garajsoft.

Sonuç yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Gündem
    • Son Dakika
    • Siyaset
    • Dünya
  • Ekonomi
  • Gazete Manşetleri
  • Yazarlar
  • Kültür & Sanat
    • Edebiyat
    • Müzik
  • Magazin & Moda
  • Yaşam & Sağlık
    • Doğa
    • Spor
  • Bilim & Teknoloji

Gazetelink Medya © 2023 - Tüm Hakları Saklıdır. Web Design by Web Tasarım | Garajsoft.

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş yap

Şifremi Unuttum

Şifrenizi alın

Parolayı sıfırlamak için ayrıntıyı girin

Giriş yap

Yeni Oynatma Listesi Ekle