TKP’nin Dersim’le ilişkileri üzerine…
Celal TURNA yazdı:
TKP 1921’den beri, bazen legal bazen illegal olarak Türkiye’de var olan bir partidir.
Türkiye’de asimilasyon amaçlı tarihi ve köklü kırılmaların yaşandığı anlar vardır. 1924 Anayasası, 1925 ve 1935 tarihli Şark Islahat Planları, 1935 Tunç-eli Kanunu gibi.
Türk-İslam Sentezi’nin İttihat-Terakici, Teşkilatı-Mahsusacı ve Kemalist kadroları bu kırılmaların sorumlularıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi ideolojisidir bu. Tekçi, ulus devlet oluşturma adına askeri, idari ve eğitsel ‘tedbirler’ alındı.
Dersim’in çok kimlikli yapısı Türk-İslam Sentezi’ne uygun değildi. 1839 Tanzimat Fermanı’yla asimilasyona karar verilmişti.
Dersim, asimilasyon politikalarının uygulanması için pilot bölge seçildi. Osmanlı’dan devralınan bu ideoloji, Cumhuriyet kurulduktan sonra da faaliyetlerini sürdürdü.
Bu bağlamda, 1937-1938 Dersim Soykırımı’nın 98 yıllık bir alt yapısı mevcuttu. Dersim’in feryadını dış dünyaya duyurabilecek tek kurum TKP idi.
Ne var ki…
TKP Dersim’e öyle bir vicdansızlık yaptı ki… O zamanki Genel Sekreteri İsmail Bilen, Rasim Davaz imzasıyla, üyesi olduğu Komintern’e (dünyanın bütün Komünist partilerinin merkezi) şöyle bir rapor (mektup) yazdı:
“Dersim’de katliam yapılmıyor, feodal ve gerici güçler tasfiye ediliyor.”
Bunlar TKP tarafından rapor edilirken henüz 38 yaşanmamıştı. Çünkü 1937 tarihlidir bu raporlar.(Tespit ettiğim kadarıyla bu yönlü TKP’nin 3 rapor-mektubu mevcuttur.)
Bu konuları her fırsatta ilgilileriyle tartışmışızdır; işlerine geldiği gibi inkârcı cevaplar verirler. Ve bizim “O TKP” ile ilgimiz yoktur derler. Yani, gözümüzün içine bakarak yalan söylemekten geri durmuyorlar.
Nitekim TKP, 2019 Yerel Seçimlerinde SMF (Sosyalist Meclisler Federasyonu) eliyle Tunceli Belediye Başkanlığı’nı kazandı. Belediye Meclisi ise HDP başta olmak üzere diğer partilerden oluştu.
Başkan Maçoğlu, ilk icraat olarak DERSİM adını belediye binasına asmak istedi. Belediye Meclisi’nden de ONAY çıktı. Bunu duyurunca ülkede ne kadar ırkçı varsa koro halinde saldırıya geçtiler.
“DERSİM tabelasının asılması CUMHURİYET’e BAŞKALDIRIDIR”. dediler.
Dersim Belediyesi’nde bayrağı dalgalanan TKP ise, yukarıda anlattığım karakterini ispatlarcasına açıklamalarda bulunarak Dersim adına, Maçoğlu’na ve Belediye Meclisi’ne sahip çıkmadı. Yani, eski tas, eski hamam…
Ne hikmetse Dersimlilerin tüm uyarı ve tepkilerine karşın, Maçoğlu TKP’den istifa etmedi. SMF ve Maçoğlu’nun açıklamaları ise Dersim halkını tatmin edici olmaktan uzak kaldı. Bu durum, Dersim dayanışmasına negatif olarak etki etmektedir.
Bir konuyu daha açıklamam gerekirse…
Elbette her parti gibi TKP de Türkiye’nin bir partisi olarak her yerde siyaset yapma ve örgütlenme hakkına sahiptir. Dersim’de de siyasi faaliyetini özgürce yapabilir. Ama KENDİ KİMLİĞİ ile Dersim’e gelmeli.
Dersimlilerin ağır bedel ödediği SMF’ye sığınarak gelirse, en azından dürüst davranmamış olur.
Umarım ve dilerim ki; SMF bu ciddi sorunh önemser ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirir.
Halka karşı şeffaf bir süreç yürüterek bu problemi bitirin artık.