Küstünüz ve oy da vermeyeceksiniz…
Ve de en cumhuriyetçi sizsiniz, vay be!
Türkiye’de siyasi kültür ne yazık ki ne parti üylerinde yeterince var, ne de seçmende… Belki bu 1980’lerden beri tüm dünya için geçerli bir eğilim. Şu postmodernizm denen ucubenin yan ürünü, bugün yaşadığımız ‘ahmaklık çağı’, çağın ruhunun en belirgin özelliklerinden biri…
İdeolojilerin tümüyle sulandırıldığı, ahlakın yerle bir olduğu, ezberler ve tekrarlar üzerinde şekillenen bu siyaset ikliminde, her şey oldukça mantıksız gidiyor. İktidarda devleti işgal etmiş, Büyük Ortadoğu Projesi’nin besleyip büyüttüğü ve bu ülkenin başına sardığı siyasal islamcılarla, NATO’nun paramiliter gücü olarak kurulmuş Türk-islam sentezi manipülasyonuyla yoluna devam eden aşırı milliyetçiler var. Üç tane de beslemeleri, kiralık katillerin mirasyedisi Hüda-Par, babasının mirasyedisi Yeniden Refah Partisi ve kurucusu öldükten ya da öldürüldükten sonra hiçbir varoluş amacı kalmamış Büyük Birlik Partisi… Türkiye tarihinin hem en gerici, hem en müptezel hem de en tehlikeli bileşimi! Ve yine önümüzde bir anayasa referandumu var ki, iktidarın hedefi bu refarandumla yarım kalmış Aydınlanma Devrimi’nin tabutuna son çiviyi çakmak!
Vaziyet bu kadar kötü ve işin garibi bu iktidar ite kaka, biraz hileyle biraz da provokasyonla iktidarı elde edebilmiş halde. 21 yıllık iktidarı boyunca kuramadığı ideolojik hegemonyaya rağmen baskıyla ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Üstüne üstlük, ülke tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşıyor bu ülke… Ve asıl acı ilacı şimdi içmeye başlıyor millet. Yani iktidarın işi hiç de kolay değil bundan sonra.
Muhalefet açısından vaziyet kötü, ama iktidarın durumu da hiç parlak değil. Desteği hile hurdasıyla yüzde 52, ve azalacak… Hepsi bu!
AMAN KAFALARINI KIZDIRMAYIN
GİDER MHP’YE OY VERİRLER!
O zaman meselemiz ne? Meselemiz muhalefetin yaşadığı kriz… Hiç kimse, “Şu Kılıçdaroğlu olmasa her şey çok güzel olacaktı” demesin, zira mesele hiç de o kadar basit değil! Gelin tersten başlayalım bu sefer, partilere falan gelmeden, seçmen profillerinden…
Mesela, şu ‘çok küskün’ ve “Vallahi böyle devam ederlerse oy moy yok!” diyecek kadar beyni kavrulmuş seçmenlerden başlayalım. Bunların çoğu hayatı boyunca beş kitabı ya bitirmiş ya bitirmemiş, kendini ‘en Atatürkçü’ olarak gören, Atatürkçülüğü ise İzmir Marşı ve ulusal bayramlarda fener alayı sanan bir grup… Az değiller, çoğu devlet memurluğundan emekli, devlete tapan ama devletin ‘katipler hiyerarşisi’ olduğunu sanan, ‘elhamdülillah müslüman’ ama rakı içtiği için laik olduğunu sanan, cumhuriyete tek tehdidin kapalı kadınlar olduğu fikrinde çok elit bir zümre! Fener alayına katılıp, ardından bir duble rakı içtiği için Atatürk devrimlerine sahip çıkmış hissi siyasi kültürlerinin özeti. 19 Mayıs kutlamaları yasaklandığında, mahalle arasında fısıltıyla iktidara sövüp, sonra kuyruğu kıstırıp eve giren cinsinden ve bunlar ‘Atatürk için ölmeye hazır’!.. Mustafa Kemal’in askeri bunlar… Ve bunlar CHP’ye çok kızgın ve küskün. Gerçekten fazla rakıdan beyni mantarlamış olanları gidip MHP’ye mührü basabilir yerel seçimlerde!
MEYHANEDE İZMİR MARŞI SÖYLEMEK EN RADİKAL SİYASİ ETKİNLİKLERİ
Devam edelim, yaşı daha genç bir sosyo-kültürel bir gruba geçelim. Bunlar da Atatürkçü, laik ve cumhuriyetçi…Yaşları 35-50 aralığı, 12 Eylül Darbesi’ni ya hiç yaşamamış ya da çocukken yaşamış ve pek de bilmeyen bir kuşak. Hemen hepsi kendini ‘elit’ sayan, çoğu iyi eğitimli, genelde beyaz yaka tipler. Ebeveynleri tarafından ‘ödlek’ olarak yetiştirilmiş, her türlü hiyerarşi karşısında sus pus olmayı bilen, tek siyasi etkinliğin oy vermek olduğunu sanan bir siyasi bilinçsizlikleri var. Bunlara göre, kendileri dışında pek yurtsever yok. Mesela oy verdikleri partilerin üyelerinin hepsi ya kandırılmış ya da cahil. Bunlar ise çok zeki, ‘büyük resmi’ görebilen özel insanlar. Etiket yapıştırma aparatı gibi bir şeyler, kendileri gibi düşünmeyen herkes ya ‘PKK’lı’, ya ‘FETÖ’cü’ ya da onun bunun ajanı… Bunların siyasi bilinci şu iki şeyle sınırlı, içki, kıyafet ve ‘sınır namustur’! Hepsi bu. AK Parti’ye oy vermiyorlar, ama aslında tam da iktidarın istediği muhalif seçmen profilini temsil ediyorlar. Bunların en sevdiği yazar Yılmaz Özdil, en beğendikleri anchorman İsmail Küçükkaya… Zihinsel kapasite bu kadar. Tabii ki meyhanede İzmir Marşı’nı bağıra çağıra söylemek ve hatta bir elde rakı kadehi öteki elle zafer işareti müthiş siyasi etkinlikleri!
‘CHP NİYE SOSYALİST DEĞİL?’ DİYE ÇOK KIZAN DELİLER
Nasıl ki biraz önce sözünü ettiğim iki profil hiç bitmez, şimdi sözünü edeceklerim de hiç bitmez! Bunlar, kulaktan dolma devrimci masallar dinlemiş tiplerden bayağı mürekkep yalamışlara kadar geniş bir yelpazeye yayılır. Orta sınıfın çeyrek aydın kadrosundandırlar. Yine bunlar arasında eskiden devrimci olduklarını iddia eden, her türlü ikbal için her türlü taklayı atan CHP üyeleri de vardır. Mutlaka denk gelmişsinizdir, hepsinin anası-babası Deniz Gezmiş’i birkaç gün evinde saklamıştır! Böyle de saçma sapanlardır. İdeolojik falan değillerdir, lümpen bir karmaşadırlar. Ve bunların en kızdığı şey, CHP’nin yeterince sol olmamasıdır. Üyesi oldukları ya da oy verdikleri partinin kurucu parti olduğunun farkında değillerdir, Atatürkçülüğü sosyalizm sanarlar. Ve hemen her şeyi de böyle birbirine karıştırırlar.
Biraz daha eylemci gibi dururlar, söz gelimi kurultaylarda en yüksek perdeden slogan atıp, ‘bir kavga çıksa da bir-iki yumruk sallasam’ diye beklerler. Mutlaka bir belediye başkanı ya da milletvekilinin kuyrukçusu ya da ayakçısı olmak gibi bir hedefleri vardır. Sade seçmen olanları ise kafalarına göre birkaç milletvekilini ‘devrimci’ilan eder önce. Sonra istediği kadar devrimci değilse söver sayar.
Bunlar da küskün bu aralar… Kimisi TKP’ye oy vereceğini iddia ediyor, kimisi Sol Parti’ye… Sebep? Devrimci olduklarından değil, seçim öncesi gaza gelip sonrasında kaybedince sinirlendiklerinden. Ah be, keşke CHP’yi bunlar gibi devrimciler yönetseydi de, yüzde 50 oy alsaydı parti ya!
KIZRIMAYIN HA, KALPAĞI TAKIP
CONKBAYIRI’NA GİDER BUNLAR!
Şimdi gelelim garip bir kesime… Bu ‘şizofreninin kıyısında’ tipolojisi… Ekranlarda bir örneğini sıkça görüyorsunuz, ne zaman CHP’ye hakaret edecek biri aranır ve bunu bulup çıkarırlar ekrana. Bir ara aday olup dersini almıştır, nefreti de bundandır. Ümit Kocasakal’ı izlediğinizde, zihinsel bir sıkıntınızı yoksa size çok komik gelebilir, ama emin olun onun dediklerini amentü gibi tekrarlayan bir kesim var! Neymiş, CHP’yi Atatürk düşmanları, emperyalizmin maşaları, Soros’cular ele geçirmiş. Bunlar vatan hainiymiş… Ve hatta bunlar AK Parti’nin ajanlarıymış. Öyleyse bunlara oy yok, peki kime oy verecekler? Aslına bakarsanız, işte Vatan Partisi, işte Doğu Perinçek… Neden gidip o partiye üye olmuyor ya da o partiye oy vermiyorsunuz da, böyle boş yapıyorsunuz?
ZIVANADAN ÇIKIP ERDOĞAN’A ÖVGÜ DÜZENLER
Bizim milletin içinden her zaman ortaya pisleyenleri takip edip oraya tüy dikmek için yarışan birileri çıkar. Bunlar, her gün Millet İttifakı ve CHP’ye hakaret etmeden duramıyor. Her argümanları birer saçmalık, ama en son söyledikleri cümleler gerçekten galiz küfürleri hak ediyor. “Bu yerel seçimlerde CHP’ye öyle bir tokat atacağız ki, feleği şaşacak. AK Parti’ye oy vermezsem adam değilim”. Cümlenin sonundaki iki kelime çok doğru, adam değiller. Zerre yurttaş bilinci taşmayan, cumhuriyetin değerlerinden bihaber, IQ’su ortalamanın altındaki bu güruhu çok ciddiye almak, hatta ikna etmeye çalışmak bile abesle iştigal olur. Laf ola beri gele konuşuyorlar öyle, seçimde büyük olasılıkla çoğu gidip son seçimde verdiği partiye oy verecektir. Vermeyeni vermese de olur, sallayın gitsin!
YÜZDE 1-2 FİRE YA OLUR YA OLMAZ
Önümüzde yerel seçimler var, ve gerçekten şu anda muhalefet partileri çok kötü bir performasn çiziyor. Başta İYİ Parti olmak üzere bazıları provokatif söylemlerle muhalif seçmenin moralini bozuyor. CHP’de iç karışıklık da çok ciddi bir motivasyon düşüklüğü yaratıyor. Ama aralık ayından itibaren bu dağınıklığın son bulacağını ve yerelde esnek ittifakların kurulacağını tahmi ediyorum. Muhalif seçmenin ekseriyetinin, daha net söyleyeyim yüzed 95’ten fazlasının yine sandıkta oyunu vereceğinden, çünkü oy vermemek gibi bir saçmalığın iktidara yarayacağını göreceğinden eminim.
Bu söylemleri ilk kez duymuyoruz sonuçta ve aklını kaybetmeyen her yurtsever, partilerin tüm hatalarına rağmen sırf iktidara olan nefretlerinden ötürü tercihini yapacak. Buna bir de ekonomik krizden çıldırma noktasına gelmiş kentli yoksul ve orta gelirlilerinin oylarını eklerseniz, aslında bugün felaket tellallığı yapanların ve iktidarın değirmenine su taşıyanların heveslerinin kursaklarında kalacağını söylemek çok mümkün. İyimser miyim, yo sadece mantıklı bir yurtseverim, hepsi o! Ve bu milletin, bu iktidardan kurtulmak isteyenlerin de böyle olduğunu düşünüyorum.