Süleyman Karan, cami provokasyonundan bir gün önce edilen o sözleri hatırlattı: “Altun, ‘Madem zehirli bir dil ile kirli zihniyetinizi çekinmeden sergiliyorsunuz, biz de gerçek yüzünüzü anlatmaktan çekinmeyeceğiz” diyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un 20 Mayıs’ta yaptığı konuşma ne ilginç değil mi? İlk aklıma gelen, yakında bir provokasyona hazırlandıkları oldu…”
İzmir’de camilerin merkezi ses sistemine sızılarak Çav Bella çalınmasına değinen gazeteci Süleyman Karan, bu kez yapılan provokasyonun daha aleni ve pervasızca olduğunu ifade etti. “Her sıkıştıklarında, büyük bir sorumsuzlukla bu milleti birbirine kırdıracak provokasyonlara sarılıyorlar. Yine bunu yaptılar. Ve bu kez her zamankinden aleni ve her zamankinden daha pervasızca.” diyen Karan, bu provokatif saldırıların sebebini iflas etmek üzere olan ekonomiye, yoksulluğun artışına ve AKP oylarının “fena halde” düşmesine bağladı.
Karan, “Tek dertleri ele geçirdikleri iktidarı seçimler ile geri vermemek” dediği AKP iktidarının sivil bir darbe yapmanın yolunu yapmaya çalıştığını ve bu sebeple suni darbe tartışmaları çıkartıldığını savundu. Karan, “nabız tutuldu ve baktılar ki kimse yemiyor, hemen başka bir kumpas kurdular. Bekliyorduk, çünkü bunlardan her türlü kötülük beklenir!” dedi.
“İşte cami kumpası da bunun ardından geldi”
Karan, Yurt gazetesindeki köşesinde cami kumpasının Fahrettin Altun’un sözlerinin hemen ardından gerçekleştiğini hatırlatarak özetle şunları söyledi:
“İşte cami kumpası da bunun ardından geldi ve daha bir gün önce sinyali verilmişti. Hem de en tepelerden… Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un 20 Mayıs’ta yaptığı konuşma ne ilginç değil mi? İlk aklıma gelen, yakında bir provokasyona hazırlandıkları oldu doğal olarak. Yıllardır dillerine doladıkları bir zırva üzerinden… Birkaç saçma sapan köşe yazarının fi tarihinde yazdıkları yazılara atıf yapıyor, millete ‘bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam’ diyen zihniyetin başka kılıklarda hayatını devam ettirdiğini iddia ediyor açıklamada…
Tesadüfe bakın hele, özellikle dindar insanlara yönelik nefret söylemine dikkat çekiyor! Altun, “Madem zehirli bir dil ile kirli zihniyetinizi çekinmeden sergiliyorsunuz, biz de gerçek yüzünüzü anlatmaktan çekinmeyeceğiz” diyor. Böyle devam ediyor işte açıklama, bildiğiniz din bezirganlarının milleti birbirine düşürmeye yönelik zehirli dili, başka bir şey değil. Sadece bir alıntı yapacağım, zira bu alıntı bizzat İhvancılar’ı tarif etmek için kendi ağızlarından itiraf gibi: “Bugünlerde kendisine en iyi, en ahlaklı, en doğru davranışları atfeden ve kendisi dışındaki herkesi düşman gibi gören, tektipleştiren, nefret söylemi üreten, özellikle de dindar insanlara aklına gelen tüm kötülükleri boca edenleri çok ama çok iyi tanıyoruz.”
Bu açıklamayı 20 Mayıs’ta yaptılar. 21 Mayıs’ta da İzmir’de bazı camilerin hoparlörlerinden ‘Bella Ciao’ çalınıverdi… O kadar belli ki İhvancılar ile ırkçıların provokasyonu, aynı zamanda da o kadar kör göze parmak ki…
Bunlar ki, seçim döneminde camilerde ‘Dombra’ çaldıracak, imamlara parti propagandası yaptıracak kadar din bezirganları, şimdi bu provokasyon ile iyi ihtimal bir erken seçim öncesi toplumu germe ve kutuplaştırma peşindeler, kötü ihtimal ise milleti birbirine kırdırma! Yine bunlar değil mi kolluk güçlerine verdikleri emirler ile cemevlerine girip, ortalığı birbirine katan, inanç özgürlüklerine en büyük saldırıları düzenleyenler.
…
Bu kumpasları da tutacak gibi görünmüyor. Çünkü artık bunların inandırıcılığı bitti. Takke düşeli, kel görüneli uzun zaman oldu. Ekonomik kriz ile birlikte ise çok büyük hileler ve saldırılar yapmadıkları sürece seçimlerden galip çıkmaları mümkün değil, eskisi gibi yüzde 3 çalarak işi kotarmaları imkansız bundan böyle… Öyle yüzde 10 çalmak ise mümkün de değil. İşte bu sebep ile bu kumpas çalışmaları… Kıssadan hisse, bunlar vatanı düşünmez, bunlar milletin birbirine girmesini düşünmez, iktidarda kalabilmek için aklınıza gelebilecek ya da şeytanın bile aklına gelemeyecek her türlü komployu yaparlar. Ve buna hazırlanıyorlar.”