Adaylar belirlenirken bu kez bariz hatalar yapılmaması için…
Çok değil, 6 Kasım’ın ardından Türkiye siyasi gündemi değişecek. Belki bir-iki hafta, 4-5 Kasım’da yapılacak CHP Kurultayı’nda kaybedenler farklı bir gündemle bir araya gelir; ama sanırım ciddiye alınacak yeni bir siyasi hareket ortaya çıkarmaları güç. Sebebi malum, ‘Değişimciler’in buluştukları bir ideolojik platform yok, hepsi hepsi bir taktik birlikteliği… En azından buradan görünen o. Eğer ki ‘Genel Merkezciler’ kaybederse, onların da ayrı bir parti kurmak gibi bir niyeti olmayacak, kazananla pazarlığa girecekler, arada iki taraf arasında gerilimler olacak.
ADAY DEDİĞİN KISTASLARLA BELİRLENİR ÖYLE DEĞİL Mİ?
Ancak, asıl mesele yerel seçimler arifesinde, önce aday adaylarının ortaya çıkması, ardından da müthiş bir rekabet sürecini izliyor olacağız. Umarım bu kez, biraz farklı ve ülkeyi, o büyükşehirin, ilin ve ilçenin gereksinimlerine uygun aday belirleme konusunda, belli ölçütlere göre hareket edilip doğru kararlar alınır. Sonuçta böyle bir emare görülmemekle birlikte, umut etmek ve varsa bir etkileme imkanı, elimizden geleni yapmak dışında bir seçeneğimiz yok ne de olsa!
ADAY ADAYLARI ARASINDA DOĞRU SEÇİMİ YAPABİLMEK
Bu anlamda, beklemediğim bir şekilde ‘Değişimciler’in adayı olduğu iddia edilen (iddia edilen demek zorunda kalıyorum, çünkü bu konuda muhtelif görüşler var) Özgür Özel, çok önemli bir konuya parmak bastı. Gaziantep İl Başkanlığı’nda yaptığı konuşmada, “Belki sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Özgür Özel’in genel başkanlığında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 81 ilinde ama bilhassa altını iki kere kırmızıyla çiziyorum ki, Gaziantep’te kim milletvekili olacaksa, kim belediye başkanı, belediye meclis üyesi olacaksa, buna örgüt karar verecek, örgüt karar verecek. Partiyi navigasyonla bulanlardan, partinin kapısından girmeyenlerden, ‘Ankara’ya gittim, bağlantıyı kurdum, ben şu göreve atandım’… Bundan sonra Gaziantep eski günlerini bulacaksa, örgütüne saygı duyarak, gücünü örgütünden alarak bulacak” demiş.
ÖRGÜT ÖNEMLİ TABİİ AMA HALK DAHA ÖNEMLİ
Özel’in vurgu yaptığı mesele önemli; ama tabii aday belirlemekte tek kıstas olacak bir ölçüt olursa çok yetersiz kalır. Tabii ki CHP’nin adayları örgütte çalışmış, bilinen, sevilen siyasetçiler olmalı… Bu ölçütler, CHP örgütlerinin seçim çalışmalarında, özellikle de sahada çok daha gönülden çalışmasını sağlayacaktır. Ama sonuçta oy verecek olanlar sadece CHP’liler değil, seçim bölgesindeki halk. Demek ki, adayın özelliklerinden biri Özel’in tarif ettiği gibi örgüt tarafından benimsenecek biri olması. Zaten böyle de olması gerekir, bunu söylemek zorunda olmak bile partide bazı şeylerin yolunda gitmediğinin göstergesi sanırım.
TEK ÖLÇÜT ÖRGÜTÜN SEVGİLİSİ OLMAK OLAMAZ!
Demek ki, belediye başkanı aday adayları arasından aday belirlenirken en az Özel’in belirttiği ölçüt kadar gerekli başka ölçütler de olmalı… Öncelikle, o adayın o il ve ilçe sakinleri tarafından sevilip sayılması ve bilinir olması! Bunu yazmak bile saçma değil mi? Daha önceki seçimlerde aday olarak belirlenen bazı adaylara baktığımızda, ne yazık ki bu ölçüte uymayan adaylar belirlendiğini gördük. Bu kez de hatırlatmış olayım o zaman! Ama yetmez, bu adayın çevresi, özellikle de belediye meclisi aday listesi en az aday kadar önemli bence. O listede mesela ne kadar nitelikli olursa olsun bir müteahhide yer verilmemesi gerek. Sebebini söylemeye gerek yok sanırım.
BELEDİYE MECLİSİ LİSTESİNİ DE HİÇ BOŞ GEÇMEYİN, ÖNEMLİ!
Bunun yanı sıra, Belediye Meclisi adaylarının en azından bir bölümünün doğma büyüme o kentte yaşamış birilerinden olması mutlaka gerekli. Şöyle bir bakın, mesela İstanbul’un merkez ilçelerindeki Belediye Meclisi Üyelerine, göreceksiniz ki hemşehrilik kotasından bu listeye girmişler. Ve dikkat edin, bunların çoğu Doğu Anadolu, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinin belli illerinden gelen ailelerden. Bu kadar anlamsız ve işlevsiz bir tercihin tek sebebi parti içi dengeler ve hemşehrilik ilişkisi denen liyakatı hiçe sayan bir çağdışılık.
Tabii bir de adayın çalışacağı kadrolar önemli… Söz gelimi belediye başkanı olduğunda kültür-sanat faaliyetlerini kim yürütecek, hangi paydaşlarla hareket edecek veyahut sosyal destekte toplumcu demokratik belediyecilik ilkeleriyle hareket edecek kadrolar kimler? Ve tabii ki çağdaş yerel yönetim ilkelerini hayata geçirecek becerikli ve yetkin kadroları var mı? İşte bu soruların da açık yanıtları olabilmeli.
GERÇEKÇİ BİR PROGRAMI OLMAYAN BİR ADAY OLUR MU?
Şu ana kadar henüz aday ve çevresinin ölçütleri üzerinden yazdım. Siz, o kentin varolan sorunlarına ve geleceğine ilişkin, ciddiye alınacak ve bilimsel ölçütlere uygun bir programla seçime giren kaç adaya rastladınız? Bir elin parmaklarını geçmez emin olun. İşte her belediye başkanı aday adayına bu soruyu sormalı CHP’de adayları belirleyecek olan kadro… Her programı incelemeli ve buna göre sorularını sorup ikna edici cevaplar aldıktan sonra kararını verebilmeli… Zira, eğer ki öyle bir program yoksa ve hesap sadece ‘şu mahallede Erzincanlılar, bu mahallede Ordulular var. Kürtler ve Muhacirler de bu adayı destekler’ anlayışından bir kıstasla yürüyerek programı gölgeleyecekse, aday seçimleri kazansa bile hizmet sürecinde doğru dürüst bir performans gösteremeyecektir. Yani hem program gibi bir programı olacak, hem de evet doğru, o mahallelerde blok destek verecek kitlelerin desteğini garantilemiş olacak.
PARTİNİN İDEOLOJİSİNDEN DE AZ BUÇUK HABERDAR OLMALI
Tüm bunlar tamam mı? Eğer tamamsa, aday adayları arasından adayı belirleyecek karar vericilerin sorgulaması gereken bir konu daha var. Bu aday adayı CHP’nin programından ve tüzüğünden haberdar mı? Atatürk ilkelerini, merkez sol politikaları biliyor mu? Sosyal demokrasinin ne olduğu hakkında az da olsa bir fikri var mı? Diyeceksiniz ki, “Yuh yani, bunları bilmeyen belediye başkanı adayı olur mu?” Evet, ne yazık ki olur; hem de bayağı bir olur! Yani biraz da ideolojik arkaplanı olmalı, bırakın adayı, aday adaylarının da…
ONUN BUNUN TORPİLLİSİYLE OLMAZ
Ve tabii CHP’nin karar verici kadrolarının birkaç konuda çok daha dikkatli, siyasi ve ahlaki ilkelere odaklı bir tutum takınması şart. Birinin oğlu, öbürünün teyzesinin kızı olmak bir tercih sebebi olmamalı… Alevi dedesinin akrabası olmak, bir aşirete mensup olmak da. Hele hele şunun bunun adamı diye tanıtılıp, dandik ve yalan dolan bir anketle muhteşem desteğe sahip olduğunu iddia eden, bir müteahhit kodaman destekli tiplerin de kabul görmemesi şart.
SADECE KAZANACAK DEĞİL, YERELİ KALKINDARACAK ADAY
Son bir özellik, bu belediye başkanı aday adaylarının başta Millet İttifakı’nın içinde yer almış partilerin tabanından destek bulacak nitelikleri de bulunmalı. Aynı şekilde hitabet ve ikna kabiliyeti de… Var mıdır böyle birileri? Tabii ki var, yeter ki buraya kadar sıraladığım nitelikleri dikkate alsın CHP kurmayları… Görecekler ki, bugüne kadar öyle pek çok insan aday adayıyken elendi, yerlerine ‘birinin yakınları’ ya da ‘şişirme karakterler’ öne çıkarıldı. Bu kez bu hatalar yapılmazsa eğer, hala başarılı olma ihtimali var.