O da bir şey mi; “Ananı da al git lan!” diyen ülke yönetiyor!
Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’nun “hakaret, tehdit ve tahammülsüzlükle” gündeme geldiğini söyledi. “Onun vatandaşı” böyle bir kişiye İstanbul’u emanet etmezmiş!
Çok uzunca bir süredir Erdoğan’a denk geldiğinde hızla kanal değiştirenlerdenim. Bu sözlerimden bir hakaret anlamı çıkarılmasın, bir gerekçem var: Öfke bulaşıcıdır ve ruhumuz artık bu öfkeyi kaldırmıyor. Mesela zihnimde yer eden birkaç “Erdoğan tavrını” yazıyım. O ünlü nidaları, herkese ayar veren ve “siz kimsiniz?” diye aşağılayan ifadeleri…
Henüz Başbakan iken “anamızı ağlattınız” diye isyan eden çiftçiye “ananı da al git lan” diye çıkışması, Soma’da onu protesto eden bir vatandaşı tokatlaması.
Muhalefet “zillet”, oy veren “terörist” …
Ve Erdoğan bu ülkenin cumhurbaşkanı!
Şimdi ortada böyle bir örnek varken İstanbul neden İmamoğlu’na emanet edilmesin?
Tahammül mü dediniz?
Erdoğan, bu ülkede “hakaret ve tahammülsüzlük” denildi mi ilk akla gelen isim olduğunun farkında değil anlaşılan. Sık sık anket yaptırdığını biliyoruz; inanmıyorsa bu konuda da bir anket yaptırabilir.
Öte yandan bir Cumhurbaşkanının; bakanların, bürokrasinin, cemaatlerin, vakıfların, satın alınan işinsanlarının, tüm yandaşların ve yandaş medyanın desteğiyle İstanbul’u yönetecek kişiyle rekabet halinde olması…
Dört bir yandan kuşatılmış bir belediye başkan adayının sürekli provoke edilmesi…
Hiç kuşku yok ki böyle bir ortamda sakinliğini koruyan İmamoğlu’nda peygamber sabrı var!
Samimiyet ve laubalilik
Nicedir kadın/erkek uzaklığı, tokalaşırken uzatılan-çekilen eller görüntüsüne alışmıştık. Sevgiyle gösterilen o doğal tepkiyi, kucaklaşmaları unutmuşuz. Bunu yeniden İmamoğlu’na gösterilen sevgiyle hatırladık.
Vatandaş, Ekrem İmamoğlu’nu çok sevdi. İmamoğlu gençlerin “Ekrem Abisi”, yaşlı teyzelerin “oğlu” oldu… İmamoğlu bu sevgiye aynı doğallıkla karşılık verirken en ufak bir çiğlik, laubalilik, saygısızlık görüntüsü yok. Zaten samimiyet dediğin “içten olma” durumudur ve saygı çemberi içindedir.
İktidar, Ekrem İmamoğlu’na gösterilen bu samimiyetten etkilenmiş olacak ki Binali Yıldırım için böyle bir an kurgulamış. Ama Yıldırım, özünde doğallık olmayan bu görüntülerde samimiyetin değil laubaliliğin parçası haline getirilmiş. Öyle çiğ, öyle sığ, öyle saygısız…
İnsan Yıldırım’ı düşürdükleri durumu acıyarak, utanarak izliyor.
Derya Havin GÜNGÖR