Ekim Devrimi’nin Mirası!
“Tarihsel deneyim bize sosyalizmin ciddi başarılar elde ettiği bu dönemin aynı zamanda onu içten içe çürütecek bürokratik bir yozlaşmanın koşullarını da hazırlamış olduğunu gösteriyor.”
102 yıl önce Rusya proletaryası özgür, eşit ve sömürüsüz bir dünyayı kurmak için burjuvaziyi devirdi ve iktidarı eline aldı. Ekim devrimi kendi nesnelliğini emperyalizm döneminde tüm dünya sathında proleter devrimin şartlarının olgunlaşmış olması gerçeğinden alıyordu.
Proletarya burjuvazinin çözemediği ve kendileri de bir toplumsal çelişki kaynaklarına dönüşmüş olan burjuva demokratik sorunlar etrafında köylülüğün de desteğini alarak, devrimi gerçekleştirebilirdi.
Bu nesnel gerçek hem proletarya devrimini imkanlı kılıyor hem de onu beklenmedik yeni sorunlarla daha ilk adımda yüz yüze bırakıyordu. Devrim iktisadi-toplumsal açıdan elverişsiz koşullarda ve tek ülkede gerçekleşecekti.
Avrupa devrimine umut bağlandı ve muzaffer Sovyet proletaryası bu yöndeki her gelişmeyi heyecanla destekledi. Ne var ki, bir dizi devrimci ayaklanmanın yenilgiyle sonuçlanması, bu ilk başarılı sosyalist iktidarı geri bir ülkenin sınırları içinde yalnızlığa itti. Bu hem iktisadi ve sosyal geriliğin yarattığı zorlukların ve hem de ilk olmanın verdiği doğal bir teorik hazırlıksızlığın varlığı demekti.
Devrim “savaş ve gör” ilkesini benimsedi ve yürüdü.
Bu yürüyüşün heyecanı ve kazanımları modern kölelik koşulları içinde yaşayan bütün işçi ve emekçileri sardı. Sovyetler Birliği sosyalizm bayrağı altında önemli iktisadi ve siyasi zaferler kazandı. İşsizliğin, eğitimsizliğin ve sağlık hizmetlerinden yoksunluğun bir kader olmadığını kanıtladı.
Kapitalizmin bir hastalığı olan faşizmi bozguna uğratarak, insanlığı bir yıkım tehlikesinden kurtardı. Dünyanın pek çok mazlum ulusunun sömürgeciliğin boyunduruğundan kurtulmasına hizmet etti. Avrupa işçilerinin sınıfsal kazanımları konusunda büyük bir kolaylaştırıcı oldu.
Tarihsel deneyim bize sosyalizmin ciddi başarılar elde ettiği bu dönemin aynı zamanda onu içten içe çürütecek bürokratik bir yozlaşmanın koşullarını da hazırlamış olduğunu gösteriyor.
Enternasyonalizm ve devlet-parti-sınıf ilişkileri konusundaki zaafların üzerinde şekillenen yozlaşma sürecinin sonunda sosyalizm rotasından kesin olarak sapıldı ve ülke kapitalist yola sokuldu.
“Ekim Devrimi” çağa damgasını vuran ve insanlara kurtuluş yolunu gösteren bir ilk deneme olarak yenilgiye uğramıştır.
Yenilmiştir ama insanlığa işsizliğin, sömürünün, cehaletin olmadığı, ulusların eşitçe ve kardeşçe yaşayabildiği bir deneyimin yeniden ve bu kez daha sağlam temellerde yükseltilebilmesi için sonsuz değerde deneyimler bırakmıştır geriye…
Sosyalizm bayrağını devralanlar, Ekim Devrimi deneyimi sayesinde artık çok daha donanımlıdırlar.
Sosyalizm için yürüyüş elbette bugün hala devam etmektedir ve yarınlarda da devam edecektir.
Mahmut ÜSTÜN