IRKÇILIK BİR AMERİKAN SORUNU DEĞİL İNSANLIK SORUNUDUR!
Hikmet KUTLU yazdı:
Aklın alamayacağı, yüreğin kabul edemeyeceği bir şekilde 25 Mayıs 2020’de siyahi Amerikalı George Floyd’u beyaz bir Amerikalı polis tevkif esnasında aşırı güç kullanarak resmen öldürdü. Ve bu, esareti kaldırmak için Güney’le iç savaşa giren Kuzey eyaletlerinden birinde, Minnesota’da oldu; esaretin kaldırılmasından tam 155 yıl sonra.
Bunun yankıları tüm Amerika’da ve bazı ülkelerde büyük oldu. Yürüyüşler, yağmalar, yakmalar, yıkmalar günlerce devam etti. Siyahiler yeter artık dediler. Yağmalar, yakıp yıkmalar hariç, siyahiler haklıydı tabii. Bu yüzden şiddete başvurulmayan yürüyüşlerde polisler de yürüyenlerin saflarında yer aldı. Bütün bunlar olurken de Başkan Trump soruna sıfır duyarlılıkla yaklaşarak durumdan politik çıkarlar sağlamayı yeğledi; hatta Anayasaya aykırı düşerek federal silahlı kuvvetleri devreye sokmaya çalıştı.
Tarihe bölücü bir lider olarak geçeceğinden eminim.
Şu anda Amerika’da siyahilerin aleyhinde tek bir kanun yok, herkes tümüyle eşit. Civil Rights Act of 1964 (Eşit Haklar Kanunu, 1964) herkese eşit hak tanınmasını garantiliyor. Tabii, maalesef kanunlar kendi başına kirli beyinleri dezenfekte edemediği için uygulamada aksaklıklar görülebiliyor. Benzer formasyona sahip siyahilere kontenjan ayıran üniversite ve iş yerleri olduğu gibi deri rengini kişinin aleyhinde kullananlar da var. Yedi yüz bin Amerikan polisinin (yüzde on üçü siyahi) arasından işte böyle George’un katili gibi kalpsizler de çıkıyor.
Maalesef bazıları için, kendilerini iyi hissetmelerinin yolu, küçümseyecekleri birilerini hedefliyebilmelerinden geçiyor. Kimse kendini aldatmasın, daha az veya daha çok bunun böyle olmadığı tek bir ülke yoktur. İnsanlığın düşmanı ve yüzkarası ırkçılık sorununu, ancak bunun sanıldığı kadar yerel değil global olduğunu anlamakla çözebiliriz.
Gerek birey gerek toplum olarak çocukların anlayış, akıl ve yürekle donanımlı olmalarını sağlamak daha güzel yarınlar için vazgeçilemeyecek bir sorumluluktur.