İRAN NE YAPAR?
Hiçbir şey…Sanırım bu kanıda olan tek yorumcu benim. ABD’nin Süleymani’ye suikast düzenlediği günden beri her yan intikam sesleriyle inlerken İran’ın hiçbir şey yapmayacağını / yapamayacağını dile getirmiştim. Tabii eleştiri de aldık.
Bakınız, bu tip toplumsal olaylara duygusal yaklaşımla yorum getiremeyiz. Biraz geçmişe, yaşanmış örneklere ve ülkenin içinde bulunduğu iklime bakarak mantıksal yorumlar yapmanın gerekli olduğunu düşünüyorum.
İran sadece konuşur. Ama şurası bir gerçek ki, iyi konuşur. Konuşmayı gayet iyi bilir. Bilmese idi Acem diyarından bunca şair nasıl çıkardı? Kim dinler diye sorarsanız yine kendisi dinler derim. Kendi konuşur, kendi dinler. Ciddiye alan olur mu? Biz alırız örneğin. ABD, Rusya, Çin ne kadar ciddiye alır? Hindistan, ülkesindeki ABD elçiliğinin güvenlik önlemlerini artırır mı?
Ciddiye alan ülke tüm dünyada olası bir saldırıya karşı önlem alır. Aradan geçen zaman içerisinde ben ABD’nin çok da ciddi önlemler aldığını görmedim, duymadım. Yani, önce cenazeyi kaldıralım sonra nasıl intikam alacağımızı düşünürüz mü diyorlar? Geçiniz…
Süleymani’ye nokta atışı sonrası intikam söylemlerine bir bakalım:
-Hesabı acı biçimde sorulacak…
-İntikamı alınacak…
-En sert biçimde intikam alacağız…
Veya buna benzer ardı arkası gelmeyen, günde en az 50 kez tekrarlanan intikam söylemleri. Lafla intikam alınsa birkaç kez alınmış olurdu çoktan.
Bir de İran ile Pers benzerliği kuranlar var. Yapmayın… Pers İmparatorluğu bugünkü İran topraklarında kurulmuştur o kadar. Lidya’yı tarihten silen Pers İmparatorunun bir kadın amazona, Tomris’e yenildiğini ve dağıldığını da unutmayalım. İran’in tarihle bağlantısı kurulacaksa Ebu Hanife’nin türbesini yıkıp kemiklerini yakan / yaktıran Şah İsmail ile bağdaştırılması daha doğru olacaktır.
Ne yapabilir?
ABD ile kara savaşı yapamayacağına göre yani Amerika kıtasına asker çıkartamayacağına göre geriye ne kalır? Terörize eylemler mi? Onları iyi becerebilirler. Sonuçta bölge terör örgütleriyle kaynıyor. Bir ABD elçiliğine saldırı yapabilir. Humeyni döneminde Tahran’daki ABD elçiliğinin işgal edildiğini hatırlarız.
Kürecik’deki kendisini gözetleyen, İsrail’e atılılan füze olduğunda anında haber veren füze kalkanını mı vuracak? Veya İncirlik’e füze mi atacak? Bu Türkiye ile savaş demektir ve İran’ın asla istemeyeceği bir durumdur. Türkiye ile savaş NATO ile savaş anlamına gelir. Bölgede bulunan ABD subaylarına suikast mı yapacak? Bu ABD ile savaş demektir ki ABD’nin de istediği budur. İran bunu göze alabilir mi? Hayır. Kime güvenecek? Rusya’ya mı? Geçiniz. Rusya güçlü bir devlet değil. Ya da İran’dan daha güçlü değil.
Bu durumda İran ne yapacak?
Konuşacak…
Kitleleri konuşmadan nasıl sakinleştirecek?
İran hep konuşur. Geçmişte de çok konuştu. Mavi Marmara esnasında da konuştu. İnsani yardım gemisini Gazze yerine paşa paşa İsrail’in gösterdiği limana yanaştırdı.
Belki, belki, belki İsrail’e Saddam’ın yaptığı gibi bir iki füze atar… O da sinek vızıldaması demektir. Kaldı ki bunu bile yapamaz. Sadece konuşur.
Hüsnü Mahalli gibi bölgenin uzmanı bir kişi bile İran’ın mutlaka intikam alacağını söylerken ben hiçbir şey yapmayacağını ve Süleymani’nin nokta atışıyla yok edilmesini sineye çekeceğini söylüyorum.
Erdinç OZAN