Gazeteci Gözde Çağrı, dayatılan yaşam şekline ve yalnız yaşayanların düşünülmemesine tepki gösterdi: “Pandemi bahanesiyle sosyal ve kültürel hayat yeniden biçimlendiriliyor ve yalnız yaşayan insanlar yine tecrit ediliyor”…
“Yasaklananlar listesiyle yasaklanmayanlar listesini yan yana koymak bu yasaklar ardındaki ideolojik altyapıyı görmek için yeterli”…
Gazeteci Gözde Çağrı, kovid 19 salgını nedeniyle getirilen kısıtlamalarda alkol yasağı gibi garip yasaklara başvurulmasına; yalnız yaşamak zorunda kalan veya bilinçli olarak yalnız yaşamayı tercih eden insanların yalnızlığa mahkum edilmesine tepki gösterdi. “Pek çok kişi, bu yasakların tesadüfi olmadığını, pandemi bahanesiyle sosyal ve kültürel hayatın yeniden biçimlendirildiğini görebiliyor. Mutsuzlukla mücadele edecek her türlü araç elimizden alınıyor.” diyen Çağrı, yalnız yaşayan insanların tecrit edildiğini söyleyerek “‘bir güç’, aile kurmayan, aile kurmayı tercih etmemiş veya bir şekilde ailesini kaybetmiş bu insanların mutsuzluğu için var gücüyle çalışıyor!” sözleriyle getirilen yasaklara tepki gösterdi.
Gözde Çağrı’nın Gazete Karınca’da yayımlanan yazısı şöyle:
“Yasaklananlar listesi, bu yasaklar ardındaki ideolojik altyapıyı görmek için yeterli”
“Uzun zamandır pandemi nedeniyle alınan, herhangi bir faydasının olup olmadığı ölçülemez garip yasaklarla yaşıyoruz. Son birkaç hafta içinde, ilk etapta genelgede olmaksızın kolluk kuvvetleri ve valilik tarafından dayatılan ‘hafta sonu alkol satışı yasakları’ ile karşılaştık. Yeni yıla iki hafta kala ise 31 Aralık akşamı saat dokuzda başlayıp dört gün sürecek bir sokağa çıkma yasağı ile karşı karşıyayız. Elbette pek çok kişi, bu yasakların tesadüfi olmadığını, pandemi bahanesiyle sosyal ve kültürel hayatın yeniden biçimlendirildiğini görebiliyor.Yasaklananlar listesiyle yasaklanmayanlar listesini yan yana koymak bu yasaklar ardındaki ideolojik altyapıyı görmek için yeterli.
Halk, her geçen gün biraz daha tecrit edilirken, mutsuzlukla mücadele edecek her türlü araç elimizden alınıyor.
“Yalnız yaşayan insanı, ‘makbul’ aile kurumunun dışında kalanları gündemlerine almıyorlar”
Yılbaşında dört gün sürecek yasağın, toplu kutlamaları engellemek için getirildiği ifade edildi. Bunun hazırlıkları uzun yıllardır yapılıyor, her sene yılbaşına yakın ana akım medyada Müslüman’ın yılbaşına bakışı enine boyuna tartışılıyordu. Bu yasağın öncesinde zaten “Konu komşunun evinden kalabalık insan sesi gelirse hemen kolluk kuvvetlerimize bildirin” minvalinde ihbarcılık çağrıları yapılmıştı. Aynı ‘evine ekmek götüremeyen’ insanın varlığını ‘abartılı’ buldukları gibi, yalnız yaşayan insanı, ‘makbul’ aile kurumunun dışında kalanları gündemlerine almıyorlar. Oysa özellikle büyük şehirlerde, pek çok insan yalnız yaşıyor. Bu yalnız yaşayan pek çok insanın ev hayvanları da var. Bu nedenle evlerini dört gün boyunca terk edip ailelerine, arkadaşlarına gidemeyecekler. İçki satışı yasağının da kaşla göz arasında iliştirildiği dört günlük sokağa çıkma yasağında, varlığı dahi reddedilen bu ‘makbul‘ olmayan kesim, yılbaşını yalnız geçirecek. Üstelik yalnız yaşayan bu insanların arasında, eşini kaybetmiş, yalnız yaşamak konusunda bilinçli bir tercih yapmış veya boşanmış, ‘makbul olmayan’ 65 yaş üstü vatandaşlar da var. Aylarca virüsten beter muamele görmüş bu insanlar, yılbaşında da çoluğu çocuğu tarafından ziyaret edilemeden, tecride mahkum edilecekler.
‘Bir güç’, aile kurmayan, aile kurmayı tercih etmemiş veya bir şekilde ailesini kaybetmiş bu insanların mutsuzluğu için var gücüyle çalışıyor!
Ekonomi tepetaklak giderken, tüm dünya virüs yüzünden kendi içine kapanmışken, bir yandan da Türkiye’nin gündelik siyaset çıkmazını yüreği ağzında takip eden milyonlarca insan, açlığın, dayatılan cehaletin ve sefaletin yanı sıra mutsuzluğun da pençesinde. Adeta ‘bir güç’, aile kurmayan, aile kurmayı tercih etmemiş veya bir şekilde ailesini kaybetmiş bu insanların mutsuzluğu için var gücüyle çalışıyor! Başka hiçbir şey için çalışmadığı kadar hem de!
Senelerdir süregelen ‘Müslüman yılbaşı kutlamaz’ tartışmaları, şişme Noel Babalar’ın sünnet edildiği eylemler, yeniçeri askeri kılığındaki adamların Noel Baba kılığındaki başka adamları halka açık meydanlarda kovalayıp dövdüğü temsiller, sonuç olarak bu noktaya vardı.
Bir yandan yüzümüzü Avrupa’ya döneceğiz denilirken, bir yandan yılbaşı kutlamalarının adeta devlet eliyle iptal edildiği şu günlerde, sanıyorum yalnızlık, makbul kadın, makbul aile olmayan bizlere mahsus! Noel Baba ile ‘iltisaklı’ değildik zaten, ama belli ki Grinch’ten yana eksiğimiz yok!”
Reklamcılık
Grinch nedir?
*Grinch, Dr. Seuss tarafından oluşturulan hayali bir karakterdir. İlk olarak 1957 Noel hikâyesi How the Grinch Stole Christmas! ana karakteri olarak ortaya çıkmıştır.
Grinch, Noel sezonunu sevmeyen bir karakter olmasına rağmen, kış tatillerinin bir simgesi haline gelmiş ve yılbaşı süsleri, peluş bebekler, Cadılar Bayramı kostümleri ve çeşitli giyim öğeleri üzerine resmedilerek popüler bir hale gelmiştir. (Wikipedia)