Eski Askeri Hakim Salim Şen: TSK’nın, milletin nezdinde yeniden itibar sağlamasından mı çekiniyorsunuz?
Askeri Hakim ve Savcılık yapmış olan, avukat Salim Şen, bu kadar geniş bir orman arazisi yanarken Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nin ortada olmamasını eleştirerek “yaklaşık 500 hektarlık bir arazi, milli değerlerimiz, ciğerlerimiz, ormanlarımız cayır cayır yanıyor, bu geniş arazi yok oluyor; Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ortada yok.” dedi.
Şen, katıldığı bir televizyon programında askerin görevlerini hatırlatarak böyle büyük bir afette askerin içerde tutulmasına tepki gösterdi.
Şen, “TSK’nın iki önemli görevi vardır. Birincisi, ülkeyi dış tehditelere karşı savunmak, sınır güvenliğini sağlamaktır. Ha bunu sağlıyor mu? Bunu da sağlamıyor şu anda. İşte Doğu Anadaolu, Van-İran sınırımız kevgire dönmüş durumda. Her gün binlerce düzensiz göçe şahit oluyoruz ki ben o bölgede de görev yaptım; nomalde (TSK) kuş uçurtmaz. Dolayısıyla dış güvenliği, yani sınır güvenliğini yeterince yerine getirmeyen bir TSK var. Çok doğal bir vatandaş beklentisidir bu. Bizim burada sınırlarımızın içinde güven içinde yaşamamızın, burada hiçbir zaafiyet hissetmememizin ve bunu sağlayacak tek güvenlik biriminin TSK olduğuna güvenmemizin doğal sonucu bu. Şimdi burada demografik yapı değişiryorsa ve bunu Türk Silahlı Kuvvetler engellemiyorsa bunu sorgularız.” dedi.
Şen, TSK’nın ikinci önemli görevini hatırlatarak “TSK’nın millet nezdinde yeniden itibar sağlamasından mı korkuyorsunuz?” diye sordu.
Şen’in ifadeleri şöyle:
BEN BUGÜNE KADAR DEVLETİN BU KADAR ACZ İÇİNDE, BU KADAR PASİF HAREKET ETTİĞİNİ GÖRMEDİM
“TSK’nın ikinci görevi de, doğal afetlerde içerde olan hem mücadele, hem kurtarma, emniyet ve asayişi sağlama. Bu TSK’nın ve bütün dünya ordularının görevidir. Bir doğal afet planı vardır her birliğin ve günlerce buna çalışılır. Çok uzağa gitmeyin, İzmir yangınını ve depremini hatırlayın. Azerbaycan askerinin geldiği yerde benim askerim yoksa yazıklar olsun. 400 asker değil on binlerce asker olmalı. Bundan daha seferber olunacak zaman yoktur, bundan daha büyük afet yoktur. Bugün, Kara Kuvvetlerinin, Deniz Kuvvetlerinin, Hava Kuvvetlerinin hatta İçişleri Bakanlığına bağlı olsa da Jandarma Teşkilatının elinde son derece teknolojisi yüksek, bu işlerde başarı sağlayacak ekipman, malzeme ve lojistik destek mevcuttur. Gerek uçaklarıyla, gerek helikopterleriyle çok kısa bir sürede modifiye olarak bu yangınlara müdahale edebilecek yeterliliktedir. Ama Türk Silahlı Kuvvetlerinde yok ettiğiniz, o milletin ordusuyla milletin ilişkisini kesip onun gözünde itibarını kaybettirdiğiniz Türk Silahlı Kuvvetlerinin, o itibarı yeniden millet nezdinde sağlamasından mı çekiniyorsunuz? Bunu mu önlemeye çalışıyorsunuz? Ben devletin bu kadar acz içinde, bu kadar pasif, bu kadar yalanla hareket ettiğini görmedim.”
BİRİ BİZE YALAN SÖYLÜYOR
Yunanistan’ın bizden küçük olmasına rağmen yangın uçaklarının olduğunu belirten Şen, “Bakmayın, 5, 10, 20 uçak dediklerine, uçak sayımız sıfır. Çünkü hepsi kiralık ve zamanında da kiralanmamış” diyerek yetkililere tepki gösterdi.
Şen, şöyle devam etti:
Türk Hava Kurumu (THK)’nın elindeki o 4 uçağımız faal mi değil mi belli değil. THK’nin başına getirdiğiniz kayyum ya geçen sene yalan söyledi ya da şimdi yalan söylüyor. Geçen sene, 10 ay evvel, bir mülakatında 4 uçağın faal olduğunu ve 3’ünü de faal hale getirebileceklerini söyledi; bir Kanada firmasıyla anlaştıklarını, bütün bakımlarını yaptırdıklarını ve hatta uçuş sertifikasını aldıklarını ve hepsinin de uçuşa hazır olduklarını söyledi. Bir de 7 yıl uçuş garantisi verdiklerinden bahsetti 10 ay evvel…
Şimdi Cenap Aşçı, bu AKP’li kayyum, ya 10 ay önce bizi aldatıyordu, yalan söylüyordu; ya da bugün çıkıp 4 milyon dolar lazım derken yalan söylüyor.”