Divriğililer tepkili: “Divriği’nin üstü, ‘altın’dan değerlidir”
Bizim madenimiz kirlenmemiş yüreklerimizde. Bu ses bizim, bu davet bizim, bu topraklar hepimizin.
Sivas’ın Divriği ilçesinde Mursal Köyü merkezli altın arama faaliyetine Sivaslılar tepkili. Altın aramanın doğayı ve suyu siyanürle boğacağını ifade eden Divriğili dernekler ve vakıflar bir araya gelerek Mursal Dayanışma Platforumu’nu kurdu. Platformun çağrısına destek verenler dün (5 Eylül Çarşamba) akşam saatlerinde Taksim Tünel’de bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
“Bayram tatilinden sonra
Divriği’nin yalnızlaşmasını fırsat bilerek 3 Eylül gece yarısı saat 04.00’da Maden Tetkik
Arama ekipleri yüzlerce jandarmanın koruması altında köye girdiler. Bugün Mursal bölgesinde adı konmamış bir sıkıyönetim ortamı mevcuttur. Jandarma nezaretinde topraklarımız iş makinaları ile parçalanmaktadır.
Yasa diyormuş ki, eğer toprağın altındaki ekonomik değer üzerindekinden fazlaysa
maden işletilebilirmiş. Bu, insandan, kültürel değerlerden, duygudan, doğadan uzak, rantçı yaklaşım asla kabul edilemez.” Divriğililer, tek temiz şu kaynağı olan Mursal Köyü için direnmekte kararlı. Divriğililer, “bu partiler üstü bir yaklaşımdır” diyerek şunları dile getirdiler:
Divriği’nin yegâne su kaynağı olan bir bölgedir.
“Sivas’ın bir ilçesi olan Divriği, binlerce yıllık geçmişi ile birçok medeniyete beşiklik etmiş
ve bu medeniyetlerin miraslarını bilinen ve bilinmeyenleri ile birlikte günümüze taşımış tarihi bir kenttir.
Divriği, Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı Sivas’ın bir ilçesi olarak, bağrındaki demir cevherini Cumhuriyet’in hizmetine sunarak, Cumhuriyet’in sağlam temeller üzerinde yükselmesine katkı sunmuş bir kenttir.
Sadece bu iki özelliği ile bile olsa büyümesi, gelişmesi gereken bu ilçe maalesef Cumhuriyet’in 4. Sınıf bir ilçesi olarak kalmış, gelişmemiş, sürekli küçülmüştür. İlçe halkı
büyük şehirlere savrulmuştur.
Divriği bugün yeni bir tehlike ile karşı karşıyadır. İlçemiz köylerinden Mursal’da altın arama faaliyeti yapılmak istenmektedir. Bu faaliyetin yapılmak istendiği bölge
Divriği’nin yegâne su kaynağı olan bir bölgedir. Divriği’nin içme suyu ve tarımsal sulama suyu bu bölgedeki barajdan sağlanmaktadır. Aynı zamanda tarımsal üretimin ve
hayvancılık faaliyetinin yapıldığı bir bölgedir. Divriği’nin yaşam kaynağıdır. Can damarıdır. Daha bir ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yüz günlük icraat
programı çerçevesinde “4 adet yeni içme suyu tesisi ile 344 bin vatandaşımıza yıllık
70.8 milyon m3 temiz kaliteli ve yeterli içme suyu sağlanması” ifadesi ile açıkladığı projelerinden biri Divriği İçme Suyu Projesidir. Bu su da Mursal bölgesinden sağlanmaktadır. Altın madeni işletmesinin kurulması ile bu içme suyu projesi çöpe gitmektedir.
Altının sondajlarla aranması sırasında sondaj kimyasallarının fay kırıklarından yer altı
sularına karışması ile içme sularının kirlenme riski vardır. Ayrıca işletme sürecindeki delme ve patlatmalar ile ortaya çıkan toz ve gürültü Mursal dahil bölgedeki köyleri
artık yaşanılamaz hale getirecek ve bölge insansızlaşacaktır. En önemlisi altının topraktan ayrıştırılması sırasında kullanılan siyanürün toprağa sızması, su kaynaklarına
karışması ise telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir. Biz Divriğililer olarak bu
faaliyete karşıyız.
Yaşamımızı, suyumuzu, toprağımızı savunacağız. Bir ton toprakta
muhtemel bir gram altını bulmak için, vazgeçilmez yaşamsal bir değerlerimiz olan doğamızın, suyumuzun, sağlığımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz.
Maden Tetkik Arama ekiplerinin temmuz ayı sonunda köye girme girişimleri Divriğililerin müdahalesi ile engellendi. Ayrıca avukatımız arama faaliyetinin yasal
gerekliliklerini yerine getirmediklerini tespit ederek çalışmanın başlamasını engelledi.
Sonraki süreçte, Divriğili dernekler, vakıflar ve Mursal Muhtarlığı bir araya gelerek Mursal Dayanışma Platformunu oluşturdular. Kamuoyunu bilinçlendirme çalışmaları yapıldı. Ayrıca 24 Ağustos’ta Divriği’de bir konser düzenlendi. Bayram tatilinden sonra
Divriği’nin yalnızlaşmasını fırsat bilerek 3 Eylül gece yarısı saat 04.00’da Maden Tetkik
Arama ekipleri yüzlerce jandarmanın koruması altında köye girdiler.
Bugün Mursal bölgesinde adı konmamış bir sıkıyönetim ortamı mevcuttur. Jandarma nezaretinde topraklarımız iş makinaları ile parçalanmaktadır.
Yasa diyormuş ki, eğer toprağın altındaki ekonomik değer üzerindekinden fazlaysa
maden işletilebilirmiş. Bu, insandan, kültürel değerlerden, duygudan, doğadan uzak, rantçı yaklaşım asla kabul edilemez.
Anayasanın 56. Maddesi Devlete ve Yurttaşa sağlıklı bir çevrede yaşama olanaklarının sağlanması için yükümlülükler vermiştir. Bizler
Yurttaş olarak toprağımıza, havamıza, suyumuza, sağlığımıza, yaşamımıza doğrudan saldırı olarak değerlendirdiğimiz bu girişimi reddediyoruz ve anayasadan, evrensel insan haklarından aldığımız meşru müdafaa hakkınızı sonuna kadar kullanacağız.
Toprak olmadan vatan olmaz. Topraklarını koruyan ve savunan bir halk olmazsa devlet var olamaz.
Tamamen yabancı sermayeli maden şirketlerinin menfaatine olan devletimize ve topluma bir faydası olmayan ve telafisi mümkün olmayan sosyal yaralar açacak olan
sömürge madenciliğine karşıyız.
Merhum Ozan Ali Kızıltuğ’ın Yama Dağları ve köylerden
alacağı ortada dururken onun mezarını da buradan söküp atacak olan bu sömürge madenciliğine karşıyız. Direneceğiz.
Bu direniş siyaset üstü, inanç üstü bir direniştir. Bu bir insanlık davasıdır, var olma davasıdır. Bu mücadelede tüm duyarlı kamuoyunu ve tüm Divriğilileri yanınıza görmek
istiyoruz. Biz bu toprakların üzerine yaşadık, altına da gömülmek istiyoruz. Biz Divriği’yi
geçmiş medeniyetlerden emanet aldık, geleceğe, çocuklarımıza, torunlarımıza emanetleri ile birlikte miras olarak bırakmak kararlılığındayız.
Atalarımızın bize bıraktığı
bu aziz hatıraya saygı gösterilmesini istiyoruz. Devletimizden bu hassasiyetlerimizi dikkate alarak bu faaliyetten vazgeçmesini,
huzursuzluğumuzu ortadan kaldırmasını talep ediyoruz.
Bizim madenimiz kirlenmemiş yüreklerimizde. Bu ses bizim, bu davet bizim, bu topraklar hepimizin.
Yaşasın Mursal!
Yaşasın Divriği!
Divriği Kültür Derneği ve Divriği Köy Dernekleri”