Aleviler Madımak’ı unutmadı: “Sivas için adalet, herkes için adalet” şiarıyla yürüdüler
Bugün, Pir Sultan Abdal Tarsus Şubesi Sivas şehitlerini anmak için yürüdü. “Sivas için adalet, herkes için adalet” şiarıyla yürüyen Aleviler, Madımak’ı anarken haksızlığa uğrayan herkes için ‘adalet’ çağrısı yaptılar.
“Sivas için adalet, herkes için adalet” şiarı ile alanlara çıkan Tarsus PSAKD, Yarenlik Alanı boyunca sloganlarla yürüdü. Uzun bir yürüyüşten sonra Cumhuriyet alanında toplanıldı. Meydanda basın açıklaması yapıldı.
Anmada konuşan Genel Başkan Yardımcısı ve Tarsus Şube Başkanı Cuma Erçe şunları söyledi:
BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli Basın Emekçileri Sevgili Dostlar;
Sivas Katliamının üzerinden tam 24 yıl geçti. O dönem doğanlarımız bugün yetişkin bireyler oldular. Bir koca zaman… O günden bu güne acılarımız dinmedi artarak devam etti ve maalesef acılarımıza yeni acılar eklendi. Madımak katliamı sonrasında hem ülkemizde, hem komşularımızda hem de Dünyanın dört bir yanında insanlık dışı onlarca katliam yaşandı. Suçsuz günahsız nice evladımız sorgusuz sualsiz infazlardan geçirildi. Gözümüzün önünde canlarımız param parça edildi. Emperyalizmin kanlı projeleri sayesinde yanı başımızda Ortadoğu’da milyonlarca insan boğazlandı, geri kalanlar ise kendi topraklarını terk edip bilmedikleri dünyalara göç etme çabası içinde Akdeniz’de Ege’de boğduruldu. Sağ kalmayı başarabilenler ise insan onurunun kabul etmeyeceği koşullarda mülteci pozisyonuna düşürüldü.
Evet Madımak katliamının üzerinden tam 24 yıl geçti. O günden bugüne hala katliamın gerçek sorumluları açığa çıkarılmadı. Katiller ellerini kollarını sallayarak dolaşmaya devam ettiler. Hatta öyle ki katliamın baş sorumlularından sayılan ve kırmızı bültenle arandığı iddia edilen Cafer Erçakmak Sivas’ta valiliğe 200 metre uzaklığındaki evinde eceli ile öldü. Bu da yetmedi dava zaman aşımına uğratıldı ve bu karar sonrasında dönemin başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Bu karar vatanımıza milletimize hayırlı olsun” açıklamasında bulundu. Katliamın hemen ardından da dönemin başbakanı Tansu Çiller “Çok şükür dışardaki vatandaşlarımıza bir zarar gelmedi” diyerek memnuniyetini dile getirmişti. Kısacası Sivas için Adalet arayışımız hiç bitmedi. Hak hakikat ve adalet arayışımıza ara vermeden devam ediyoruz. Madımak otelinin utanç müzesine dönüştürülmesi yönündeki insani ve vicdani talebimiz ise hala karşılık bulmadı. Utanç müzesi şöyle dursun otelde yaptıkları uyduruk köşede şehitlerimizin isimleri ile katillerin isimleri aynı listenin içinde gösterildi. Madımak hala yanıyor ve hiç sönmedi. O ateşte semaha duran canlarımızın sesleri hala kulaklarımızda. Bizler Pir Sultan Abdal’ın yoldaşları olarak siz sevgili dostlarımızla birlikte emek, demokrasi, laiklik, özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesini yükseltecek ve sonunda mutlaka biz kazanacağız. Barış kazanacak, adalet kazanacak. Sivas için adalet arayışımız herkes için adalet talebi ile birleşip dili, dini, mezhebi, inancı, siyasi düşüncesi, cinsiyeti, ırkı, milliyeti ne olursa olsun bütün canların bir arada kardeşçe yaşadığı bir ülkeyi ve demokratik, laik Cumhuriyeti birlikte inşa edeceğiz. Bu anlamda CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet yürüyüşünü anlamlı buluyor ve destekliyoruz. Bir ülkenin ana muhalefet partisi lideri yetmiş yaşında adalet talebi ile yollara düşmüş ise durum gerçekten vahimdir. Bizler bu yürüyüşü bir parti yürüyüşü olarak değil bir halk yürüyüşü olarak görüyoruz.
Değerli Basın Emekçileri;
15 Temmuz darbe girişimini bahane eden iktidar partisi adeta darbeden menfaat sağlarcasına OHAL ve KHK rejimini getirmiş ve ardından sonucu hala tartışmalı olan referandum ile birlikte tek adam rejimini bütün itirazlara rağmen dayatmıştır. Uğruna nice bedeller ödeyerek kazandığımız bütün haklarımız birer birer elimizden alınmaya başlanmıştır. Milletvekilleri, parti başkanları, gazeteciler, dernek yöneticileri başta olmak üzere onbinlerce insan sorgusuz sualsiz cezaevlerine doldurulmuştur. KHK ler ile yüzbinin üzerinde kamu emekçisi yine sorgusuz sualsiz bir biçimde ihraç edilmiş ve açlığa mahkum edilmişlerdir. Yıllarca besleyip büyüttükleri FETÖ denilen Cemaat ile bizim arkadaşlarımızın ve bu ülkenin aydınlık yüzlü insanlarının isimlerini yana yana getirmekten bile utanmamışlardır. Maalesef mahkeme kararlarına güven neredeyse sıfıra inmiştir. Yargı bağımsızlığı tartışılır hale gelmiştir. Mahkemelerde alına kararlara müdehale ediliyor algısı adalet duygusunu yerle bir etmiştir. Hırsızlar, arsızlar, namussuzlar, tecavüzcüler, çocuk tacizcileri, memleketi soyanlar ve cemaati başımıza bela edenler serbestçe dolaşırlarken binlerce suçsuz günahsız insan sudan gerekçeler ve uydurma suçlamalar ile hapishanelere doldurulmaktadır. Evet dostlar biz Pir Sultan Abdal Kültür Derneği olarak bu ülkede barış istiyoruz. Biz Aleviler eşitlik istiyoruz. Bizler bu ülkede ayrımsız adalet istiyoruz. Sivas için ve herkes için adalet diyoruz.
Haksız ve hukuksuz bir biçimde işinden edilen ve buna karşı bir mücadele geliştirip açlık grevine başlayan ve ölüm sınırına geldikleri halde cezaevine atılan Nuriye GÜLMEN ve Semih ÖZAKÇA şahsında KHK mağduru bütün kamu emekçileri için adalet istiyoruz.
Evinin içinde polis kurşunu ile katledilen Dilek Doğan canımız ve ailesi için adalet istiyoruz.
Cemevi önünde beklerken yine polis kurşunu ile katledilen Uğur KURT için adalet istiyoruz.
Ethemimiz, Berkinimiz, Ali İsmailimiz ve kısacası Gezi şehitlerimiz için adalet istiyoruz.
Suruç katliamında şehit düşen karanfillerimiz için adalet istiyoruz.
Evleri başlarına yıkılmış ve bodrum katlarda çocukları katledilmiş olan insanlarımız için adalet istiyoruz.
Ankara Gar katliamında şehit verdiğimiz barış güvercinlerimiz için adalet istiyoruz. 14 yaşında katledilen Uğur Kaymaz için, Barış elçisi Tahir Elçi için adalet istiyoruz.
Hapse atılan milletvekilleri için adalet istiyoruz. Gerçekleri halkla paylaşmak istedikleri için hukuksuz bir biçimde tutuklanan gazeteciler için adalet istiyoruz. İşsizliğe terk edilmiş üniversiteli gençlerimiz için adalet istiyoruz. Haksız ve adaletsiz sınav sistemi içinde geleceği çalınmış çocuklarımız için adalet istiyoruz.
Ürünü tarlada kalan ve adeta tüccarların kar hırsına kurban edilen çiftçilerimiz için adalet istiyoruz.
AVM ler ile ve adaletsiz vergi düzenlemeleri ile can çekişen ve siftahsız dükkan kapatan esnafımız için adalet istiyoruz.
Tecavüze, şiddete uğramış kadınlarımız ve çocuklarımız için adalet istiyoruz. Kapitalizmin azgın sömürüsüne kurban edilmiş yeşil alanlarımız, çevremiz, doğal kaynaklarımız ve yaşam alanlarımız için adalet istiyoruz.
Asimilasyon politikaları altında adeta yok edilmeye çalışılan bu ülkenin kadim inançları, kadim halkları için adalet istiyoruz.
Haksızlığa uğramış kim var ise ayrımsız hepsi için adalet istiyoruz. İnsanlar ölmesin, analar ağlamasın, hiç kimse inancından, kültüründen dolayı ayrımcılığa tabi tutulmasın, kadınlar öldürülmesin, çocukalarımız taciz edilmesin istiyoruz.
Sivas Madımak şehitlerimizin nezdinde bütün şehitlerimizi saygı ile anıyor anıları önünde eğiliyoruz. Sivas’ın ışığı sönmeyecek. Madımak utanç müzesi olancaya dek bu mücadele sürecek.
2 Temmuz’da yine Sivas’ta Madımak oteli önünde olacağız ve şehitlerimizi orada da anacağız. Sivas İçin adalet Herkes için adalet talebimizi orada da haykıracağız.
Hepinize katıldığınız için çok teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki ayrışa ayrışa kaybettiklerimizi birleşe birleşe geri alacağız. Aşk ile canlar aşk ile…
(PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ TARSUS ŞUBESİ)
Basın açıklamasının ardından deyişler seslendiren grup, Madımak şehitleri adına yoklama yaptı.
Semahlar dönerek sonlandırılan eyleme Cumhuriyet Halk Partisi Tarsus İlçe başkanı Ali Ilk, CHP yönetici ve üyeleri, Eğitim Sen Yürütme Kurulu ve üyeleri, Yenice Sıtkı Baba Cemevi, Semah hizmeti yürütücüleri, Halkevleri, Musalla Dayanışma Derneği, Birleşik Haziran Hareketi, HDP Tarsus İlçe Örgütü yönetici ve üyeleri ve Pir Sultan Abdal Dostları katılım ve destek gösterdi.